Subaylık Bir Meslek Mi? Yoksa Bir Yaşam Tarzı Mı?

Bu yazıda kullanacağım verileri yaklaşık olarak 3 yıl boyunca tanıştığım farklı yaş, rütbe, kıdem, birlik, kuvvet ve garnizonlardaki subaylar ile yaptığım doğrudan görüşmeler ve gözlemlerim sonucu topladım. Öncelikle "Bu çalışmada meslek ve yaşam tarzından kasıt nedir?" sorusuna cevap vereyim ki sonra soru işaretleri oluşmasın. Asıl sormak istediğim mesai bittiğinde, akşam eve/lojmana gittiğinde hala emir komuta zincirinde misiniz? Yoksa işi birlik içinde mi bıraktınız? Yani akşam sofraya oturduğunda evin babası/beyi misin, komutanı mı?Burada size şu kadar kişi meslek, şu kadar kişi yaşam tarzı dedi demeyeceğim. Meslek diyenlerin özellikleri ne, yaşam tarzı diyenlerin özellikleri ne buna bakacağız. 

Öncelikle meslek diyenlere bakalım. Meslek diyenler yani emir komutayı eve yansıtmayanlar genellikle genç subaylar (binbaşı ve altı) ve deniz subayları. Günümüz şartlarına adapte olmalarının kolaylığı ve arkadaş ortamları dolayısıyla biraz daha içlerindeki "sivili" canlı tutmayı başarıyorlar. Meslek diyenlerin bir çoğu aynı zamanda sözleşmeli subay yani sivil bir üniversiteden mezun olduktan sonra orduya katılmış kişiler. Emir komutaya diğer rütbedaşlarına göre geç girmelerinin bunda etkisi olduğunu düşünüyorum.

Yaşam tarzı diyenleri inceleyecek olursak genellikle yaşlı subaylar (yarbay ve üzeri) ve kara subayları. Yaşam tarzı diyenler çoğunlukla liseden beri emir komuta dahilinde bulunana subaylar. Bu kişilerin emirlerinde bulunan kişi fazlalığı, yoğun iş stresi 24 saat subay olmalarını gerektiriyor. Altındakileri daima kontrol altında tutma ihtiyacı ve otoriteyi korumak için sertleşmek bir süre sonra eve de yansıyor. Evde de bir komuta zinciri oluşuyor. Bu zincir sonra tüm apartmana sirayet ediyor. Apartman yöneticisi albay tiplemesini hepimiz biliyoruz. Özellikle lojmanlarda subay eşleri arasında eşlerinin rütbesine göre bir statü farkı olduğu duymadığımız şeyler değil. Yaşam tarzı haline getirenlerin bir çoğu aslında buna mecbur kalmış, istem dışı bu hale gelmiş. Bu aslında bir nevi duyuların körelmesi, robotlaşma, ölüm makinesine dönüşme evreleri gibi geliyor bana. Emekli subay tiplemesi niçin hep huysuzdur? Çünkü subaylığı görev süresi boyunca yaşam tarzı haline getirdiği için beş dakika boş kalmıyordu. Emekli olduğu anda tamamen boşluğa düşmüş bulunuyor ve önceden gözüne çarpmayan şeylerin artık farkına varıyor ve bunları kurcalamaya başlıyor. Emrinizde 1300-3000 kişi olduğunu düşünün. Sonra birden elinizin altında çekirdek aileniz kalıyor. 1500 kişiye uygulanan otorite 3 kişiye uygulanmaya başlayınca evde sürtüşmeler başlıyor.

Gözlemlerim bunlar. Sizde yakınınızda bir subay varsa bu soruyu ona sorun. Subaylık bir meslek mi? Yoksa bir yaşam tarzı mı? Sonucu bana iletirseniz sevinirim.

Yorumlar

Popüler Yayınlar